27 Haziran 2016 Pazartesi

BEYKENT SARAY SAC TAVA'YA ARTIK ANDROİD UYGULAMA İLE DE ULAŞABİLİRSİNİZ..

Beykent Saray Sac Tava'ya artık Android Uylama (Google Play & Google Store) ile de ulaşabilirsiniz. 

Anrdoid telefonuzla Google Play'da yani Google Store'de 'Beykent Saray Sac Tava' diye aramanız yeterlidir. Veya aşağıda ki linki kullanarakta ulaşabilirsiniz:

İNDİRMEK İÇİN: https://play.google.com/store/apps/details?id=com.webview.webview


20 Nisan 2016 Çarşamba

Tuz Çeşitleri

Tuz dünyada genel olarak üç yöntemle elde edilmektedir.

1) Deniz suyunun kurutulmasıyla elde edilen DENİZ TUZU.
2) Deniz veya kaya tuzunun rafine edilmesiyle elde edilen sofra tuzu
(Saf Sodyum Klorür)
3) Dünyanın farklı bölgelerinde çıkarılan KAYA TUZU veya KRİSTAL TUZ.



Deniz Tuzu
Dünyamızın yaklaşık %70' ini denizler oluşturur. Deniz suyunda yaklaşık olarak %3,5' ini tuz oluşturmaktadır. Bu oran, denizden denize %1 ile %4,5 arasında değişiklik göstermektedir. Denizlerden tuz elde etme yöntemi en eski yöntemlerden biridir. Deniz kenarlarına suni göller yapılır, deniz suyu bu suni göllere alınır, güneş enerjisiyle buharlaştırılıp, arta kalan tuz alınarak elde edilir. Deniz suyunda, çok fazla miktarda bulunan sodyum klorla birlikte, doğada bulunan ve suda çözülebilen 84 elementte bulunmaktadır. Deniz tuzu, kaya tuzu, özelliklede kristal tuz, elementler ve iz elementler bakımından birbirlerine oldukça yakındırlar. Denizlerin tuzu mineraller açısından oldukça zengindir. Ancak deniz tuzu, çevre kirliliğinden dolayı, ağır metallerle yüklüdür. Bunun yanı sıra neredeyse bütün deniz tuzları rafine edilmektedirler.

Sofra Tuzu (Rafine Tuz)
Rafine edilmiş tuzun kaynağı; deniz ve kaya tuzudur ve 84 element içerir. Bu doğal tuzlar rafine edilerek içerisindeki 82 element ve iz elementler alınır, geriye sadece saf sodyum klor kalır. Böylece rafine tuzun doğal tuzla hiçbir ilişkisi kalmaz. Bundan dolayı sofra tuzunun insan vücuduna faydasından çok zararı vardır. Çünkü sofra tuzu insan vücudu için agresif ve dışarı atılması gereken bir maddedir.
Vücudumuz bu agresif zehiri dışarı atabilmek için 1 gram tuza karşılık, 23 misli suya ihtiyaç duyar. Bu tuzu dışarı atabilmek için vücutta yeteri kadar su varsa; böbrekler günde 5-7 gram kadar tuzu dışarı atabilir. Vücutta yeteri kadar su yoksa, bu agresif zehiri dışarı atabilmek için hücrelerdeki su kullanılır. Hücre suyu bu iş için fazla miktarda kullanılırsa, hücrelerde su kıtlığı başlar ve hücreler ölür.
Eğer hücre ölmeyip mutasyona uğrarsa, vücutta çeşitli hastalıklar ortaya çıkar. Rafine edilmiş tuzun, tansiyonu artırmasının sebebi işte burada yatar. Çünkü yüksek tansiyon, vücutta sürekli bir su kıtlığının ürünüdür. Rafine tuzu vücuttan çıkarmak için hücre feda edilince, vücudun hızlı bir biçimde kuruma süreci başlar.

Vücut su ile nötrleştiremediği sofra tuzunu kemikler ve eklemler üzerinde kristalleştirir. Buda uzun vadede vücudumuzun ölümüne yol açacak organizma bozukluklarına sebep olur.

Tuz Neden Rafine Edilir?
1) Sodyum Klorürün Yüksek Kimyasal Reaksiyon Yeteneğinden Dolayı
Saf sodyum klorür, hemen her türlü madde ile kimyasal tepkimeye girebilmektedir. Bu yeteneğinden dolayı özellikle plastik, cam, boya ve ilaç endüstrisinde çok fazla kullanılır.
2) Tuz Üretiminin %97'si Endüstride Tüketildiğinden Dolayı
Endüstrinin farklı alanlarında tuz üretiminin %97'si kullanılmaktadır. Tuz üretiminin yalnızca %3'ü gibi çok az bir kısmı sofra tuzu olarak sofralarımıza gelmektedir. Endüstri için gerekli olan saf sodyum klorürdür. Bundan dolayı doğal tuzda bulunan diğer elementler ayrıştırılarak dışarı atılır.
3) Üretim Kolaylığından Dolayı eskiden tuz, elemeğiyle, kazma kürekle çıkarılırdı. Bugün modern tuz tesislerinde; tuz ocaklarına su motorlarıyla su pompalanır. Bir süre sonra tuz, suda çözüldüğünden, doymuş çözelti olarak tekrar geri çekilir. Tuzla birlikte kireç, balçık, toprak, fosil kalıntıları, sıkışmış bitki kalıntıları gibi maddelerde yukarı çekilir. Yukarı çekilen bu tuzlu su; yüksek sıcaklık ve ayrıştırma basıncı altında sudan alınıp ayrıştırılarak yeniden kristalleştirilir. Farklı kimyasal ayrıştırmalardan geçirilerek, doğal tuzdan diğer elementler çıkarılır. Bu şekilde 1 litre tuzlu sudan 200-350 gram saf sodyum klorürü elde edilir. Daha parlak görünmesi, nem tutmaması ve akışkan olabilmesi için ayrıca: 

Kalsiyumkarbonat(CaCO3), Magnezyumkarbonat(MgCO3), Alüminyumsilikat ve Alüminyumhidroksit(AlCOH3) gibi kimyasal maddeler ilave edilir. Özellikle Alüminyum elementinin Alzheimer hastalığına yol açtığını artık hemen hemen herkes bilmektedir.

Kaya Tuzu ve Kristal Tuz
Kaya tuzu, hemen hemen dünyanın pek çok yerinde bulunup çıkarılmaktadır. Ancak kristal tuza, şu ana kadar dünyanın pek az yerinde rastlanmıştır. Kristal tuzların en önemlisi; Pakistan sınırları içinden geçen Himalaya sıradağlarının altında bulunan Himalaya Kristal Tuzudur. Himalaya Kristal Tuzu, yaklaşık olarak 250 milyon yıl önce ana denizin kuruması sonucu oluşmuştur. Himalaya Kristal Tuzunu kaya tuzundan ayıran en önemli özelliği ise; yüksek basınç altında kristalleşmiş olmasıdır. Denizleri kurutan yüksek güneş enerjisinin belli bir kısmı bu tuzlarda hapsolarak depo edilmiştir. Himalaya Kristal Tuzu, su içinde çözüldüğünde, milyonlarca yıl önce içinde depo ettiği bu güneş enerjisini tekrar suya verir. Yapılan laboratuar araştırmaları; gerek kristal oluşumu açısından, gerek minerallerin bileşimleri açısından ve gerekse de çıkarılış-üretim biçimi açısından dünyadaki en kaliteli tuzun, Himalaya Kristal Tuzu olduğunu ispatlamıştır. Himalaya Kristal Tuzu; kristalleşme evrimini tamamladığından dolayı molekül yapısı çok küçük ve incedir. Bundan dolayı bu kristal tuz kollodialdir ve hücre içerisine çok rahat bir biçimde girebilmektedir. Kaya tuzu ile kristal tuz arasındaki bu fark, taş kömürü ile elmas arasındaki farkla aynıdır. Taş kömürü ile elmas kimyasal açıdan aynı minerallere sahiptirler ve her ikisi de karbon atomundan meydana gelmişlerdir. Kömür kristalleşme evrimini tamamlayamadığı için siyahtır ve saydam değildir. Elmas ise; çok yüksek bir basınç altında yoğunlaşarak saydamlaşmış, sertleşmiş ve parlaktır. İşte kaya tuzu ile kristal tuz arasındaki fark böyledir. Kaya tuzu oldukça kaba bir molekül yapısına sahiptir ve hücre içine girmesi oldukça zordur. Kristal tuz ise bunun tam tersidir.

#BeykentSaraySacTava #SacTava #Tavacı

31 Mart 2016 Perşembe

Et Nasıl Dinlendirilir?

Et Nasıl Dinlendirilir?

Sofraların en önemli lezzetlerinden biri ettir. Doğru muamele ve dindirme ile yumuşak lezzetler oluşturulabilir. Yemek yapılacak etler işlem görmeden önce mutlaka dinlendirilmelidir. Hazır alınacaksa kasaptan dinlenmiş olan etler alınmalıdır. Peki, et nasıl dinlendirilir?


2 çeşit et dinlendirme yolu vardır: kuru dinlendirme ve marinasyon. Et pişirme yapılan restoran tarzı yerlerde genellikle kuru dinlendirme tercih edilir ve bunun için özel ayarlanmış ...odalar olmalıdır. Evde tercih edilecek bir yöntem değildir. Etler parçalar halinde bu odalara koyulur. 0 - +2 derecede, 28 gün, % 80 nem ortamında dinlenmeye bırakılır. 28 gün içerisinde etin içerisinde bulunan enzimler ve mikroorganizmalar etin sert duvarına karşı saldırıya geçerler. Bunun sonucunda 28 gün sona erdiğinde ette hiçbir sert yer kalmaz, yumuşak ve kıvamlı bir hale gelir. Evde kuru dinlendirme için özel odalar yapılamayacağından kasaptan mutlaka dinlendirilmiş etler alınmalıdır. Buzdolabından en fazla 3-4 bekletilebilir.

Marinasyon yöntemi ise kuru dinlendirmeye göre sıvı dinlendirmedir. Kullanılan asitli sıvılarla (asit içeren besinler) etteki sert dokular yıkılır. Dana eti istenen büyüklükte kesilir, bir kabın içerisine koyulur. Üzerine biraz tuz, biraz sıvıyağ, biraz karabiber koyarak karıştırılır. Kapağı kapatılıp dolapta bekletilir. Bu şekilde et yumuşak ve aromalı bir hale gelir. Ancak birkaç gün içinde tüketilmelidir. Kuzu eti kullanılacaksa parçalara ayrıldıktan sonra derin bir kaba koyulur. Üzerine biraz tuz ve etin üzerine çıkacak kadar süt veya yoğurt dökülür. Karıştırıldıktan sonra ağzı kapatılıp dolapta 2 gün bekletilir. Kullanılmadan önce dolaptan alınır, etler sütün içinden çıkarılıp boş bir kaba alınır. İçine sıvıyağ, limon, sarımsak, kekik, karabiber, salça koyularak etler sıvazlanır. Dolaba kaldırılıp, 30 dakika-1 saat daha dinlendirildikten sonra pişirmeye alınabilir.

Kuru dinlendirme ile sıvı dinlendirme arasındaki en önemli fark, sıvı dinlendirmede kullanılan sıvıların ete işlemesi ve dolayısı ile et aroma kazanır, tadı değişir. Et safi olarak yenmek istenirse kuru dinlendirme tercih edilmelidir.

Kuru dinlendirmenin dezavantajlarından biri fire oranıdır. 28 günlük dinlenme süresi bittiğinde ette yaklaşık % 30’luk bir kayıp olur. Büyük işletmeler için maliyet bu yönde hesaplanmalıdır.

23 Mart 2016 Çarşamba

18 Mart 2016 Cuma

http://www.beykentsaraysactava.com/

http://www.beykentsaraysactava.com/


BEYKENT SARAY SAC TAVA


BEYKENT SARAY SAC TAVA

(0212) 856 2770 - 856 2771 (0533) 093 9321






Saray Sac Tava

www.beykentsaraysactava.com
www.beykentsaraysactava.com
www.beykentsaraysactava.com
www.beykentsaraysactava.com
www.beykentsaraysactava.com
www.beykentsaraysactava.com
www.beykentsaraysactava.com
www.beykentsaraysactava.com
www.beykentsaraysactava.com
www.beykentsaraysactava.com
www.beykentsaraysactava.com
www.beykentsaraysactava.com
www.beykentsaraysactava.com
www.beykentsaraysactava.com
www.beykentsaraysactava.com
www.beykentsaraysactava.com
www.beykentsaraysactava.com
www.beykentsaraysactava.com
www.beykentsaraysactava.com
www.beykentsaraysactava.com
www.beykentsaraysactava.com
www.beykentsaraysactava.com
www.beykentsaraysactava.com
www.beykentsaraysactava.com
www.beykentsaraysactava.com
www.beykentsaraysactava.com
www.beykentsaraysactava.com
www.beykentsaraysactava.com
www.beykentsaraysactava.com
www.beykentsaraysactava.com



17 Mart 2016 Perşembe

Asitli içeceklerin bilmediğiniz zararları

Asitli içeceklerin zararlı olduğunu sürekli duyuyoruz. Peki, bu zararlardan haberdar mıyız?

ABD'li araştırmacılar günde 1 adetten fazla asitli içecek tüketen kız çocuklarında adet kanamalarının daha erken başladığını belirtti.
...
Günde 2 kutu kola hücrelerinizi 4.6 yıl yaşlandırıyor.

Günde 3 bardaktan fazla asitli içecek tüketen kadınlarda kanser riski daha yüksektir.

Meyve aromalı asitli içeceklerin karaciğer yağlanmasına neden olduğu bilinmektedir.

Günde 2 bardak asitli içecek tat alma duyularını etkiler ve şeker bağımlılığını tetikler.

Asitli içeceklerin içerisindeki karbonik asit mideyi gaz ile doldurur ve şişkinliğe neden olur.

Asitli içeceklerdeki şeker, dişlerdeki bakterilerle etkileşime geçer ve çürümeyi hızlandırır.

Çocuklarda asitli içecek tüketimi mide ağrılarına ve bağırsak rahatsızlıklarına sebep olabilir.

11 Mart 2016 Cuma

Yemekten sonrayapmamanız gereken şeyler nelerdir?

Hepimizin bazı iyi, bazı kötü alışkanlıkları var. Çok kısa sürede bu alışkanlıklara bağlanıp, bu alışkanlıkları hayatımızın kaçınılmaz bir parçası haline getiririz. Bu makalede yemekten sonra kaçınmanız gereken bazı alışkanlıklara dikkat çekeceğiz.

Sindirimin henüz yemek yemeye başlamadan, başlayabileceğini biliyor muydunuz? Lezzetli bir yemeği gördüğümüzde, kokladığımızda ve hatta düşündüğümüzde sindirimin ilk adımı olan tükürük salgılanmaya başlar. Alışkanlıklarımız bizim yaşam tarzımızı oluşturur ve yaşam tarzımız bizim hayatımızı belirler. Alışkanlıklar çok çeşitlidir, zaman ve duruma göre kişiden kişiye göre değişir. Kötü alışkanlıklar her zaman kötü olsa da, bazı iyi olanlar da belirli durumlarda zararlı olabilir. Burada amaç sizi alışkanlıklarınız hakkında korkutmak değil, ancak bazı şeylerin bazı durumlarda zararlı olabileceğiyle ilgili haberdar etmektir. Bu da bizi konumuza yani yemekten sonra ne yapılmamalıdır sorusuna getiriyor. Sindirim sistemimiz yediğimiz her şeyi depolayıp, düzgün bir şekilde sindirecek ve gerekli tüm besin ögelerini absorbe edecek kadar güçlü olup aynı zamanda oldukça duyarlıdır. Bu nedenle yemek yedikten sonra kaçınmanız gereken bazı şeyler vardır.

Yemekten Hemen Sonra Kaçınmanız Gerekenler:

-Dişlerinizi Fırçalamak:
Yatmadan önce dişlerinizi fırçalamanız mutlaka yapmanız gereken çok önemli bir alışkanlık olmalıdır. Ancak yemekten hemen sonra ya da her yemekten sonra dişlerinizi fırçalamak dişleriniz için son derece zararlıdır. Yemekten hemen sonra fırçalamak diş minesinin katmanlarına zarar verecektir. Ayrıca asitli bir yiyecek ve içecek tüketmek ya da çok şekerli besinler yemek daha da tehlikelidir. Diş minesini korumak için en az 30 dakika boyunca bekleyin ve diş minesini yumuşatan yiyeceklerin asitini nötralize etmek için yeterli tükürük üretimi için vakit kazanın.

-Çok Su İçmek:
Bir kişinin sağlıklı kalmak için her gün 8 bardak su içmesi çok önemlidir. Ancak yemekten hemen sonra mideye indirmek hatta yemek sırasında su içmek sindirimi bozabilir. Yemekten hemen sonra veya yemek sırasında çok fazla su içmek uygun sindirim için gerekli olan asit ve safra doğal düzeylerini etkileyebilir. Ayrıca soğuk su içmek sindirimin yavaşlamasına ve hassas kişilerde kramplara neden olabilir. Yemekten sonra en az bir saat su içmemeye çalışın ve yemek yerken de içmekten kaçının.

-Araba Kullanmak:
Sindirim için büyük miktarda kan gerekir. Yani yemekten sonra kan sindirim sisteminde görevli olduğundan beyin geçici olarak kandan yoksun kalır ve konsantrasyon eksikliği görülür. Ayrıca yemekten hemen sonra uykulu olursunuz ve uykulu gözlerle araba kullanmak güvenli değildir. Bu nedenle yemek yedikten hemen sonra araba kullanmaktan kaçının. Sindirimin bitmesi için bir süre beklemeye çalışın bir, iki saat sonra yola çıkmaya hazırsınız.

-Yürüyüşe Çıkmak:
Yemekten sonra yürüyüş yapmak her ne kadar sağlıklı olsa da, hemen sonra değil! Yemekten hemen sonra yürüyüş yapmak sindirim sisteminin besinleri absorbe etmesini zorlaştırır. Uygun sindirim için gerekli olan kan, sindirim sistemi terk ederek kollar, bacaklar, eller gibi diğer organlara doğru akacaktır. Ayrıca bazı insanlar yemekten hemen sonra yürüyüşe çıktıklarında baş dönmesi ve mide bulantısı gibi sorunlar yaşayabilirler.

-Uyumak:
Yemek yedikten hemen sonra yatmak yanlış sindirime ve diğer bazı gastrointestinal sorunlara yol açacaktır. Mide üzerindeki kapakçık açılacak ve asit yemek borusuna geri kaçarak, yemek borusuna zarar verecektir. Ayrıca bu tür alışkanlıklar uzun vadede kilo almanıza neden olacaktır. Tüm bunlardan kaçınmak için bir, iki saat bekleyip ondan sonra uyuyun.

–Sigara İçmek:
Sigara içmek her zaman sağlıksızdır. Ancak yemekten hemen sonra sindirim sistemine giden kan artar ve sigarada bulunan zararlı kimyasallar daha çok emilir. Bu da karaciğer, beyin ve kan damarları gibi önemli organlara zarar verir.

-Çay İçmek:
Bir çoğumuzun öğle veya akşam yemeğinden hemen sonra bir yudum çay alma gibi bir alışkanlığı var. Ancak bir an önce bu alışkanlığı bırakmanız gerekli çünkü bu alışkanlık oldukça zararlıdır. Çay besinlerdeki proteinin sindirilmesini engelleyen oldukça yüksek miktarda asit içerir. Çay tüketmek için en iyi zaman yemekten en az bir saat sonrasıdır.

-Banyo Yapmak:
Yemekten sonra banyo yaptığınızda kan kollar, bacaklar, eller gibi vücudun diğer organlarına akacaktır. Böylece sindirim sistemine giden kan azalacak, sindirim sisteminin çalışmasını zayıflatacaktır. Bu nedenle ya yemekten önce banyo yapın ya da yemekten sonra bekleyin.

-Egzersiz:
Yemekten hemen sonra egzersiz yaparsanız bu durum vücudun metabolizmasını etkiler ve kan akımını azaltarak sindirimin zorlaşmasına neden olur. Egzersiz yapmak için yemekten sonra 2-3 saat beklemelisiniz.

-Meyve yemek:
Gün boyunca herhangi bir zamanda meyve yemek çok sağlıklı olsa da yemekten hemen sonra yemek iyi değildir. Hemen yemekten sonra meyve yemek midenizi hava ile dolduracaktır ve bu da şişkinliğe neden olacaktır. Ayrıca sindirim sistemine ulaşmaları zaman alacaktır ve tüm sindirim sürecini etkileyecektir. Hazımsızlık ve diğer sindirim sorunlarını önlemek için, yemekten 1-2 saat önce veya sonra meyve tüketmeye çalışın. Eğer yemekten sonra yukarıda sayılanları yapmaktan kaçınırsanız, bu durum sindirimi kolaylaştıracak ve sindirim sorunlarınızı azaltacaktır. Vücudunuza uyum sağlaması için gerekli zamanı verin ve aradaki farkı görün!

Kaynakça: http://www.buzzle.com/articles/things-you-should-not-do-after-eating.html

Saray Sac Tava

Sac Tava'nın en lezzetlisi 'Lezzet Noktası' Beykent Saray Sac Tava'da..


www.beykentsaraysactava.com

#beykent #saraysactava #saraykapısactava #kebap #sac #tava

26 Şubat 2016 Cuma

Hafta Sonu Kahvaltısı Beykent Saray Sac Tava​'da

Kahvaltı Günün En Önemli Öğünü

Peki bunun nedenini biliyor musunuz?

Gece boyunca ortalama 12 saatlik bir açlık yaşarız. Uyurken açlığımızı fark etmesek de vücut gece boyu çalışmaya ve enerji harcamaya devam eder. Gece uykusundan sonra vücudu ve beyni tekrar besin öğeleriyle ve enerji ile kahvaltıda doldurmazsak halsiz ve sinirli hissetmeye başlarız. Özellikle okul çağındaki çocukların okul başarısı için kahvaltı çok önemlidir.



Yapılan araştırmalar kahvaltının:

• Öğrenmeyi kolaylaştırmaya,

• Dikkat, verimlilik ve fiziksel dayanıklılığı artırmaya,

• Sağlıklı kilonun korunmasına yardımcı olduğunu gösteriyor.


30 Ocak 2016 Cumartesi

26 Ocak 2016 Salı

Beykent, Yavuz Sultan Selim Bulvarı'ndayız...

Beylikdüzü/Beykent, Yavuz Sultan Selim Bulvarı'ndayız.

Beykent Saray Sac Tava​
Adnan Kahveci Mh.
Yavuz Sultan Selim Bulvarı
No: 43 – A1
Beykent/Beylikdüzü-İSTANBUL

0212. 856 27 70
0212. 856 27 71
0533. 093 93 21


23 Ocak 2016 Cumartesi

Protein Ağırlıklı Kahvaltı Beykent Saray'da!

Karbonhidrat ağırlıklı kahvaltılar tembellik hissi yaratır. Bunun yerine protein ağırlıklı kahvaltılar tercih edin!







www.beykentsaraysactava.com

22 Ocak 2016 Cuma

Açık büfe kahvaltı ile güne güzel bir başlangıç yapın!

Beykent Saray Sac Tava Yiyecek İçecek Direktörü Chef İsmail Çalapkolu sizler için yeni tatlar keşfetmeye devam ediyor…


Açık büfe kahvaltı ile güne güzel bir başlangıç yapın!







www.beykentsaraysactava.com

18 Ocak 2016 Pazartesi

Beykent - Beylikdüzü'ndeyiz

Saray Sac Tava'da her gün taze ve ev lezzetiyle gönül rahatlığıyla yemek yiyebilirsiniz.

İşletmemiz Beylikdüzü Beykent'tedir.

Beykent Saray Sac Tava

Beykent Saray Sac Tava'da her zaman taze ürünler ile ev lezzetiyle hizmet verilmektedir.

www.beykentsaraysactava.com

8 Ocak 2016 Cuma

Saray Sac Tava

Web sitemizden bizlere daha hızlı ulaşabilirsiniz:

www.beykentsaraysactava.com

Saray Sac Tava

İletişim:

:Adnan Kahveci Mh.
Yavuz Sultan Selim Bulvarı
No: 43 – A1
Beykent/Beylikdüzü-İSTANBULTelefonlarımız:
0212. 856 27 70
0212. 856 27 71
0533. 093 93 21

Saray Sac Tava

Bu hafta kahvaltı menümüz çok daha zengin... Organik ürünlerden oluşan 71 çeşit gıda ile keyifli bir kahvaltı için:

www.beykentsaraysactava.com